1993 Haziran’ı…
sıcak bir yaz günüydü;
bedeninin topraklarla buluştuğu,
o güzel ruhunun ölümsüzlüğe uçtuğu gün…
Canımız herşeyimizdin dedem…
Haksızlığa tahammülü olmayan,
sinirli ve dediğim dedik görüntünün altında,
yumuşacık bir kalp taşıyan dedem…
En çocuksu heveslerimin, en sıcak
buluşmalarımın kahramanı...
bir ıslıkla bile, bizi hep mutlu edebilen, dedem…
Eski Yenimahalle’nin bahçeli nefis evlerinde,
işten gelişinle başlayan, bahçe keyfimiz;
çıplak ayaklarımızın serin sularla buluşması,
bahçedeki çiçekleri sulama bahanesinin
arkasındaki asıl nedendi…
Taş avluda yenilen dilimlenmiş karpuzlar,
hiç eksik olmayan, “vitamin bunda” dediğin
küçük küçük antalya muzları hep torunların,
bizler içindi, dedem…
Uzun sofralarda, hepimizin toplandığı bayram
yemeklerinde, sen baş köşede ve gülen yüzünle oturur,
eminim gurur duyardın bizimle...
“seeen varsın yaaa” diye gözlerin dolu dolu
saçlarımı okşayışın, hep içimde dedem…
iyiki bizim dedemiz oldun…
hep dualarımdasın dedem…
nur içinde yat…
yıllar geçsede üstünden bu kalp seni unutur mu, dedem?
zeynebin
5 Temmuz 2011 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Öne Çıkan Yayın
Penye ip sepetlerim vol.2
Çeşitlerden çeşit... başladınız mı dursuramıyorsunuz kendinizi... çook sevdim ben bu işi ;)
-
Kuyruk sokumu çakrasındaki bir bilinç, nefs-i emmare bilinci diye isimlendirilir. (Bedensel isteklerin en çok olduğu ve egonun en yüksek old...
-
Ya işte rüya gibi geçti yıllar... yaş aldık biz de herkes gibi... büyüdük demiyorum çünkü hayatım boyunca olgun bir çocuk ve insan oldum......
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder