“İnnallâhe ve melâiketehu yusallûne âlennebîy ya
eyyühelleziyne âmenû, sallû aleyhi ve sellimu tesliyma”
Anlamı:
“Muhakkak ki Allâh ve melekleri, nebisine çok salât
ederler… Ey iman edenler, siz de O’na salât edip lâyıkiyle
selâm verin…”
Bilgi:
Efendimiz, Rasûlümüz, basiretimizin nûru, Allâh’›n
habibine salâvat getirmemiz yukarıdaki âyetî kerîme ile
bize emrolunuyor…
Niçin bu böyle?
Buyuruyor ki Rasûlullâh (s.a.v.):
“İNSANLARA ŞÜKRETMEYEN HAKK’A ŞÜKRETMİŞ
OLMAZ.”
İşte bu açıklama, tasavvufun en derinliklerine ait bir
gerçeçi bizim basiretimiz önüne sermekte; şayet biraz
olsun kalp gözümüzü örten perdelerden kurtulmuş isek!..
“ALLÂH MUHSİNLERE İHSÂN EDİCİDİR.”
Âyetinin inceli¤ine vâkıf olursak, anlarız ki, herhangi bir
ihsan ediciden o şeyi bize ihsan eden Allâh’tır! Ve bize o şeyi
ihsan eden Allâh’a şükür de; ancak, ihsan ettiği mahâlle
şükretmekle mümkündür! Aksi hâlde biz, gerçek verene değil; hayalimizde yarattığımız TANRI’ya şükretmiş oluruz!
Allâh, mutlak gerçeği bize göstermek ve idrak ettirmek
için Rasûlullâh (s.a.v.) ile bize ihsanda bulunduğuna göre;
Rasûl-u Ekrem’e şükür Allâh’a şükür olacaktır!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder