31 Mayıs 2011 Salı

"Sıradan ol; olağandışı olursun. Olağandışı olmaya çalış; sıradan olursun."

Nasıl kendim olarak kalabilirim? İnsanlara çok yaklaştığım zaman kendimi kaybettiğimi hissediyorum. Herkes olağandışı olmak istiyor. Egonun arayışı bu – özel biri olmak – eşsiz, karşılaştırılamaz biri olmak. Ve paradoks da burada: Farklı olmaya ne kadar çabalarsan o kadar sıradan görünürsün; çünkü herkes olağandışılık peşindedir. O kadar sıradan bir arzudur bu. Eğer sıradan olursan, bu sıradan olma arayışı olağandışı olur; çünkü birinin sadece bir hiç kimse olmak istemesine çok az rastlanır, birinin bir boşluk olmak istemesine çok az rastlanır. Bu bir şekilde gerçekten olağandışıdır çünkü kimse onu istemez. Sıradan olduğunda olağandışı olursun ve elbette birden, hiç aramazken eşsiz olduğunu keşfedersin. Aslında herkes eşsizdir. Sürekli hedefler peşinde koşmayı bir an bırakabilsen eşsiz olduğunu anlarsın. Bu keşfedilecek bir şey değildir; zaten oradadır. Bu zaten böyledir: Var olmak eşsiz olmaktır. Olmanın başka bir yolu yoktur. Bir ağacın her yaprağı eşsizdir, kıyıdaki her çakıl taşı eşsizdir; olmanın başka bir yolu yoktur. Aynı şeyden iki tane var olmaz, o yüzden de birisi olmaya gerek yoktur. Sen sadece kendin ol ve o anda eşsizsin, karşılaştırılamazsın. O yüzden bunun bir paradoks olduğunu söylüyorum: Arayanlar yenilir ve zahmete girmeyenler hemen kazanır. Ama kelimelerle kafan karışmasın. Tekrarlamama izin ver: Olağandışı olma arzusu çok sıradandır çünkü herkeste vardır bu. Ve sıradan olacak kadar anlayışlı olmak çok olağandışıdır çünkü çok ender olur bu. Bir Buda, bir Lao Tzu, bir İsa'da olur bu. Herkesin aklında eşsiz olmaya çalışmak var ve bütün bu insanlar kesinlikle yenilgiye uğruyor. Zaten eşsizken nasıl daha eşsiz olabilirsin? Eşsizlik zaten orda; onu keşfetmen gerekiyor. Onu icat etmen gerekmiyor; o zaten senin içinde. Onu varoluşa açman gerekiyor o kadar. Bu eşsizliğin geliştirilmesi gerekmiyor. O senin hazinen. Ezelden beri onu taşıyorsun. O senin varlığın, varlığının özü. Sadece gözlerini kapayıp kendine bakman gerekiyor. Sadece biraz durup dinlenmen ve bakman gerekiyor. Ama öyle hızlı koşuyorsun, başarmak için öyle bir acelen var ki onu kaçırıyorsun. Lao Tzu'nun büyük öğrencilerinden biri, Lieh Tzu anlatır; budalanın biri elinde bir mumla ateş arıyormuş: "Ateşin ne olduğunu bilseydi pirincini de bir an önce pişirebilirdi. Bütün gece aç kaldı çünkü ateş arıyor ve bulamıyordu ve elinde bir mum vardı. Mumun olmasa, karanlıkta araman nasıl mümkün olurdu?" Eşsizliğin peşindesin ve o senin elinde. Bunu anlayabilirsen pirincini bir an önce pişirebilirsin. Ben pirincimi pişirdim ve biliyorum. Gereksiz yere aç kalıyorsun; pirinç orada, mum orada; mum, ateş. Mumu alıp aramana gerek yok. Eline bir mum alıp bütün dünyayı arıyorsan ateş bulamazsın çünkü ateşin ne olduğunu anlamıyorsun. Aksi halde anlamış olurdun çünkü mum önündeydi, elinde tutuyordun. Bazen bu gözlük kullanan insanlara olur. Gözlük gözündedir ama gözlüğünü arar. Acelesi vardır, aceleyle her yeri arar ve gözlüğün gözünde olduğunu tümüyle unutmuştur. İnsan paniğe kapılabilir. Hayatında böyle deneyimler olmuştur; arayışın yüzünden öyle paniğe kapılırsın, öyle endişelenip huzursuz olursun ki görüşün bulanır, gözünün önünde olan şeyi göremezsin. Durum bu. Eşsizliği aramaya ihtiyacın yok; zaten eşsizsin. Bir şeyi daha eşsiz yapmanın yolu yoktur. 'Daha eşsiz' sözcükleri saçmadır. Eşsiz yeterlidir, 'daha eşsiz' diye bir şey yoktur. Tıpkı 'daire' sözcüğü gibi. Daireler vardır; 'daha dairesel' diye bir şey yoktur. Saçmadır bu. Bir daire her zaman mükemmeldir; daha fazlasına ihtiyaç yoktur. Daireselliğin dereceleri olmaz. Daire dairedir; azı, çoğu işe yaramaz. Eşsizlik eşsizliktir; az ya da çok olmaz bunda. Zaten eşsizsin. İnsan bunu ancak sıradan olmaya hazır olduğunda anlar. Paradoks buradadır. Ama eğer anlıyorsan problem yoktur; paradoks orada ve güzel ve problem yok. Bir paradoks bir problem değildir. Eğer anlamıyorsan problem gibi görünür; eğer anlıyorsan güzeldir, gizemlidir. Sıradan ol; olağandışı olursun. Olağandışı olmaya çalış; sıradan olursun.OSHO
 
 

Hiç yorum yok:

Öne Çıkan Yayın

Penye ip sepetlerim vol.2

Çeşitlerden çeşit... başladınız mı dursuramıyorsunuz kendinizi... çook sevdim ben bu işi ;)