Arkadaşımın donusturucu-beynim 1 yazısında geçtiği üzere, bu hadis üzerine oldukça düşündüm. Yemek ve içmek, fani vücudumuzun dünya serüvenini tamamlaması için gerekli; bu beden ile eş olan ruhumuzun donanım sürecini de en iyi şekilde tamamlaması için elzem bir şey...
Ancak yemek-içmek bu temel konumundan uzaklaşarak, sadece bedensel zevkimiz haline gelmiş durumda... hepimiz için öncelik konusu... elbette güzel ve farklı yemekleri tatmak ve içmek bizim için de farklı deneyimler oluyor... olmalı da pek tabi... deneyimlemek, bunları paylaşmak güzel olabilir ama herşey bu demek değildir... varlık sebebimiz bu değil çünkü... bu sadece bir gereç, bunu FARKETMELİYİZ...
Bununla birlikte, bizim bu alemdeki sürecimize zarar verecek ve zamanımızı kısaltacak pek çok şeyi de denemekten, hatta bağımlısı olmaktan vazgeçmiyoruz... Ne yazık ki, dünyevi zevk veren ve beynimizi ve bedenimizi içten içe eriten her türlü şey, "İSRAF" edilmiş oluyor... sadece çok yiyerek ve içerek başkalarının haklarını yemek dışında, kendi bedenimizin de hakkını yemiş ve beynimizin sürecini de kısaltmış oluyoruz....
Beynimizdeki nöronların ölmesine; geliştirmek bir yana, pek çok bağlantının kopmasına da sebep oluyoruz... yani NÖRONLARIMIZI da israf ediyoruz...
Allah anlamayı ve algılamayı nasip etsin inşallah...
tüm kalbimle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder