"...Mânâsını bir türlü anlayamadığımız bir cümle var. Dikkat edin!. hazmedemediğimiz demiyorum, anlayamadığımız diyorum!.
Nasıl, duşa girdiğimizde üzerimize dökülen su akıp
gidiyor ise; üstümüzden akıp giden su gibi, beynimizden de akıp giden
bir cümle var!...
Üstümüzden akıp giden suyun, hücrelerimize nüfûz
eden miktarı ne kadarsa, bu cümlenin manâsı da, beynimizde o kadar yer
ediyor; ya da hiç etmiyor!.
Nedir bu cümle?..
"Allâh, her bir insanı, bir gaye, ve bir
amaç için yaratmıştır; ki, kişi, ancak, o yaradılış amacına uygun olarak
kendisine kolaylaştırılmış davranışları ortaya koymak suretiyle,
yaradanın yaratış hedefine ulaşır… Ki bu da onun fıtrî kulluğudur!."
Eğer bu cümlenin mânâsı beynimizde yer ederse; bu cümlenin anlamını idrak edersek; bu anlamı hazmedebilirsek; bizde kızma ve sinirlenme, eksik, yanlış, kusur görme gibi haller kalmaz!.
Biliriz ki, o kişinin yaradılış amacı, senin yanlış dediğin, kusurlu bulduğun davranışı ortaya koymaktır!.
Zaten, böyle bir davranışı ortaya koymak amacı ile yaratılmış bir kimseye, "Niye bunu böyle yapıyorsun?" demeye senin hakkın var mı?. Sen böbrekten, kalb görevi yapmasını bekleyebilir misin?.
İşte bu tek cümle, Kur'ân-ı Kerîm’in anlattığı SİSTEM ve DÜZENİN özü ve özetidir!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder