Bir bilenden...

"Yaşamın öğleden sonrasına neredeyse hazırlıksız adım atarız. Daha da kötüsü, bu adımı yanlış varsayımlarla atarız. Doğrular ve idealler vardır. Bize yardımcı olur, öncülük eder. Fakat yaşamın öğleden sonrasını, yaşamın sabah programına göre yaşayamayız. Çünkü, sabah önemli olan şey, akşam önemsiz olacaktır. Ve sabah gerçek olan şey, akşam bir yalan olacaktır." Değişim-The Shift

(Carl Gustav Jung)

******

"Kendi kendine bakmayanın yaşamı bulanıktır. Kendi yüreğine bakabilme cesareti gösterenler, gönlünün muradını keşfedenlerdir. Dışarıya bakan rüya görür, hayal dünyasında kaybolur, içeriye bakan uyanır, kendini keşfeder." 

(C.G. Jung)

 

 

Yagiz Ailesinin yakışıklıları ;)

Kuzular buyurken zamanin nasil gectigini anlamiyor insan... Sonra bir fren yapip fotolara bakinca anliyorsun ki zaman su gibi akmiş...
Butun yavrularimizla birlikte bizim kuzularimiza da Allah uzun omurler versin insallah...

Soru-Cevap...

Bugün Mustafa Kardeşim bir soru sormuş, demiş ki:
 
"İman"lı iseniz, bunun da alameti;"Yanma"nızın bitmiş olması,yaşamda olan hiçbir varlığı hiçbir nedenle "suçlamamanız"dır!. (Ahmed Hulusi)

Buradaki "suçlama" konusunu nasıl anlıyor ve yaşıyorsunuz ?

Eğer suçlama yoksa günümüzde bize göre kötü filler olan,işleyen; hırsızları,tecavüzcüleri veya askerlerimizi şehit eden teröristleri nasıl değerlendireceğiz ? 
----------------------
Şöyle paylaştım düşüncelerimi haddim olmayarak:

Gerçekten ne kadar çok üstesinden gelmeye çalışsam da kendimde aşamadığım bir noktadır bu... belki de aşmamam gereken... Üstadın dediği nokta bence insan-ı kamil seviyesidir ki, ona ulaşmak çok zordur...  

"herşeyin Allah'dan geldiğini" bilip "yapan yaptıranın o olduğunu" bilip olanı hoşgörmemek de bizim gibi avamlara düşer... toplumsal olarak ceza verilmesi elbette gerekiyor... yoksa düzen nasıl sağlanır... ? bu kadar hayvani duygularla yaşayan "insan" ın bir düzen içinde yaşatmak başka türlü nasıl  mümkün olur... cezayı vermek ama "horgörmemek" mi lazım? sanırım... çünkü onun levh-i mahfuzu'nda yazan da o... öyle değil mi? o işlevi yerine getirmek için yaratılmış... o insanları hunharca öldürmek, tecavüz etmek, hırsızlık yapmak gibi...
Cemalnur hoca hep anlatır, bir komşusu varmış... kızına bir araba çarpmış... kız yoğun bakımda hastanede yatarken, kadın kızına çarpan adamı kahvaltıya çağırmış... "sen de çok üzgünsündür, bunu isteyerek yapmış olamazsın yapan belli... alacağımız ders belli" demiş... yani bilmiyorum, diyorum ya insanın böyle bir idrak seviyesine ulaşması gerçekten çok zor... Bilmiyorum bize nasip olur mu?

Allah, iman fıtratı ile yarattığı kullarında da mutlaka seviyeler koyarak yaratmış... o seviyelere varmak için çabamız... yani ne nasip edildiyse odur yapmakta olduğumuz... Allah yolundan ayırmasın inşallah...
 ----0----
sizinle de paylaşmak istedim...

Tüm kalbimle...

Resül'ün Nur-u' nun vücut bulduğu...

		ve mübarek ruhunun vücudunu terk ettiği gün de aynıdır... mübarek olsun... *****

O'nu seven, Allâh'ı sevmiş olur! O'na şükreden, Allâh'a şükretmiş olur! O'ndan yüz çeviren, Allâh'tan yüz çevirmiş olur!..

O, ALLÂH Hüviyetinin ABD'ı ve RASÛLÜ'dür!... Görene, fark edene, anlayabilene!.. (A.H.)

Seni âlemler (insanlar) için sadece rahmet olarak irsâl ettik!
(21.Enbiyâ’: 107)

Kuzular

Kuzularimizin keyfi de bizim keyfimizde cok iyiydi bu gece... Cok sukur... ;)

El emegi goz nuru...

Tamamen amatorce yapilmis ugraşmadir benimkisi ;) vakit gecirmek degil de kafa dagitmak, rahatlamak icin yaptiklarim... Sizinle de paylaşmak istedim işte...

Bir ilmek insani hayata baglar kimi zaman,
Bir şarki umit verir gelecege dair,
Bir ruzgar eser, alir goturur seni uzaklara,
Bir gulumseme herseyi yeniden başlatir...

diyor kalemim... hep bir ümitiçimizde...Allah eksik etmesin inşallah...

Gulumsuyorum hepinize ;)

Tum kalbimle...

31.12.2012' nin son saatleri...

Son anda programlar degisir ve biz bize yeni yila gireriz... Biz bize yeteriz hep cok sukur... Umarim hep boyle gecer yillarimiz...
Oyle mutluyum ki; aşkim, sevgilim, hayat arkadaşim, can yoldaşim yanimda... Hep benimle... Biricik oglumuz, sebeb-i hayatimiz... Herseyimiz... Bizimle...

Nasil şukretmem ki... ?
Nasil inanmam ki... ?
Nasil...?

Tum kalbimle mutlu ve guzel bir yil dilerim hepimize...

iki dil bir bavul...

Bir film izledik geçen gün... 2008 yılında yapılmış, bildiğimiz filmlere pek benzemiyor aslında... amatör kamera ile çekilmiş... türk öğretmenin, bir kürt köyüne gelişi ve orada ki çocukların okulla, öğretmenle tanışmaları...

Gözlerimiz dolu dolu izledik... öyle bir durum ki kelimeler kifayetsiz... öğretmen Türkçe konuşuyor çocuklar Kürtçe... sınıfta öğrendiği dili evde kullanmayan ve tamamen uzak olarak yaşanan bir hayat... Öğretmen desek ayrı bir travma yaşıyor... kendi içinde ne yaptığından, ne yapması gerektiğinden bi haber... ilk öğretmenliğinde tam bir kargaşa içinde...

Yavruların ne kabahati var... sadece o ailede ve bu ülkede dünyaya gelmek mi suçları... ? :(

O çocukların elinden hiç iyi insanlar tutmamış ki bu zamana kadar... bir takım güçler de tutulmasına izin vermemiş zaten... tam bir kısır döngü...

Yokluğun ve  yalnızlığın içinde kısıtlı algılarıyla, daracık çerçeveleri içinde "yaşamak" denilen bir döngünün içindeler işte...

ne biliyim... kafam karıştı çok üzüldüm...

siz de izleyin fırsatınız olursa...

kalbiniz sızlayacaktır eminim...