29 Şubat 2012 Çarşamba

Ayetleri hal etmek üzerine...

Zaman-ı Saadet'te birisi müslüman olmuş. Resûlullah Efendimiz sahâbeden birine bu adama Kur'an-ı Kerim hatmettirmesini emreylemiş. Fakat müslüman olan zat "Zerre miskal hayır işleyen hayır bulur, zerre miskal şer işleyen şer bulur." ayetine gelince, "Bu bana yetti!" diyerek fazla okumak istememiş. 

Sahabeden olan zat, Resûlullâh'ın emrini yerine getiremediğinden bu hali Efendimize bildirmiş, kendileride yeni müslüman olan zatı yanına çağırarak bunun sebebini sorduklarında, adamcağız; "Yâ Resûlullâh ben bu ayetleri hal edeyim, başka bir şeye ihtiyacım kalmaz" demiş. 

Bunun üzerine, Efendimiz "Bırakın onu, bu adam fakîh(*) oldu!" diye emir buyurmuşlar.

(*) Fakîh :Anlayışlı olmak. Sistemi çelişki ve kopukluk olmadan idrak edebilmek. 

(Alıntı- Her Nefes Şubat sayısı)


27 Şubat 2012 Pazartesi

Salavat

Salavat

“İnnallâhe ve melâiketehu yusallûne âlennebîy ya
eyyühelleziyne âmenû, sallû aleyhi ve sellimu tesliyma”

Anlamı:

“Muhakkak ki Allâh ve melekleri, nebisine çok salât
ederler… Ey iman edenler, siz de O’na salât edip lâyıkiyle
selâm verin…”

Bilgi:
Efendimiz, Rasûlümüz, basiretimizin nûru, Allâh’›n
habibine salâvat getirmemiz yukarıdaki âyetî kerîme ile
bize emrolunuyor…

Niçin bu böyle?

Buyuruyor ki Rasûlullâh (s.a.v.):
“İNSANLARA ŞÜKRETMEYEN HAKK’A ŞÜKRETMİŞ
OLMAZ.”

İşte bu açıklama, tasavvufun en derinliklerine ait bir
gerçeçi bizim basiretimiz önüne sermekte; şayet biraz
olsun kalp gözümüzü örten perdelerden kurtulmuş isek!..

“ALLÂH MUHSİNLERE İHSÂN EDİCİDİR.”
Âyetinin inceli¤ine vâkıf olursak, anlarız ki, herhangi bir
ihsan ediciden o şeyi bize ihsan eden Allâh’tır! Ve bize o şeyi
ihsan eden Allâh’a şükür de; ancak, ihsan ettiği mahâlle
şükretmekle mümkündür! Aksi hâlde biz, gerçek verene değil; hayalimizde yarattığımız TANRI’ya şükretmiş oluruz!
Allâh, mutlak gerçeği bize göstermek ve idrak ettirmek
için Rasûlullâh (s.a.v.) ile bize ihsanda bulunduğuna göre;
Rasûl-u Ekrem’e şükür Allâh’a şükür olacaktır!..


21 Şubat 2012 Salı

Yalan Dünya ve İNSAN üzerine...


"İNSAN" olmak öyle bizim ve herkesin ağzından bir çırpıda çıktığı kadar "basit" birşey değil, onu öğrendim... "İnsansı" olarak tabir edilen (yani sadece yeme-içme, çiftleşme ve dünyevi zevkler için yaşayan; hep bana hep bana diyen) bu gruptan, FARKLI birşeyleri algılayarak, kimsenin 4/4'lük olmadığını bilerek, ama "yapılacak başka bişeyler olmalı" diye kendisine sorabilen; "niye geldim bu YALAN Dünya'ya?" diyerek sorunun cevabını bulma yoluna çıkanların ulaşabileceği bir kazanım İNSAN olmak...

İnsan olmak için çaba sarfedenlerin, sadece Yaradan'ın bize lütfettiği kadarının mümkün olacağını anlayabilmesi gerekli... yani "İNSAN" olmamız da nasibimiz kadar... bunu hepimiz biliyoruz... Her insan kendi fıtratı ile anne karnında 120. günde üflenen ruhu ve kaderi ile yolculuğuna başlıyor... nasibinde ne olduğu, said ya da şâki olacağı o gün belli oluyor... Allah güzel isimleri ile yaradılışına yön veriyor, her bir İnsanoğlu'nun... BEYİN adını alan o muhteşem özelliklerin açığa çıktığı ve bizim kumanda panelimiz olan alanda, çıkardığı bilgi kadar geçiriyorsun ömrünü... Yasin suresinde, Hz. Muhammed'e (s.a.v.) sesleniyor "EY YASİN (İNSAN)!" diye... sözüm sana diyor... sana, kitabına inananlara söyle "İNSAN" olsunlar mesajını veriyor... her AN ayrı bir yaradılışda olan TEK' in fark edilmesini istiyor...

VİCDANımız içimizde olan, hissettiğimiz Allah'ın, biz de açığa çıkışıdır... yine nasip ettiği kadar... şunu demek istemiyorum yanlış anlaşılmasın, bırakalım o zaman her ne ise o olsun, değil... sen azimle çalışacaksın... en büyük ibadet çalışmak... emek vereceksin... ama ondan sonrasına tevekkül edeceksin... yapan yaptıran TEK olduğunu idrak ederek... tedbirin de takdir kadar olduğunu bilerek... bilmem anlatabiliyor muyum? Yani insanların yaşamları, yapıp ettikleri ve yaşadıklarının sonucudur... Üstadımın şu  sözünü de çok seviyorum:"Bugününüz, dününüzün sonucudur."  ve kendime yol rehberi ediyorum... bildiğimiz tek şey öleceğimiz... ölüm sonuç, bundan kaçış yok! ama ne zaman olacağını hiç kimse bilmiyor... o zaman bu YALAN DÜNYA'ya geliş amacımızı idrak etmemiz gerekiyor... ve yavrularımızı da bu yol da yürütmeliyiz diye düşünüyorum...
Bu düşüncelerimizin bulaşıcı olması için sürekli aktif halde tutmalı ve paylaşım içinde olmalıyız... şöyle ki;  hep diyorum bunun en güzel örneği, "körle yatan şaşı kalkar" atasözümüzdür... bilmiyorum niye böyle demişler diye hiç düşündünüz mü? Beynimizin yüz milyara yakın NÖRON adı verilen hücrelerden oluştuğunu biliyorsunuzdur... işte bu nöronlar kişilerin birbiriyle etkileşimde bulunmalarını ve aynı frekansta hareket etmelerini sağlıyor... bunlara AYNA NÖRONLAR deniliyor... birbirine ayna olan insanlar...Bu da yüce Yaradan'ın muazzam, muhteşem özelliklerinden biri...  gülmek, esnemek, neşe, çoşku, hüzün gibi pek çok şey insanlar arasında yayılabilen bişey... bunun diğer adına da, SÜRÜ PSİKOLOJİSİ demekteler... elbette bunun hem iyi hem de kötü yanları var... lisede sigara içen arkadaşlarımın yanında nasıl bir direnç gösterdiğimi şimdi daha iyi anlıyorum... 

Yani insanlar ( ya da insan olma adayları) karşısındakini düşünmeden, onun yerine kendini koymadan (Beyin denilen nöronlar yumağının arasında elektrik akımları ile EMPATİ oluşturmadan), güzelliklere ulaşamıyorlar...  işin özü bu!!! Nasip olur inşallah...

Doğrusunu ehli bilir... yanlışlar benim kısıtlı görüşümdendir...

Tüm kalbimle...

GÖNÜLLERİN SULTANI: YUSUF A.S 'IN DUASI

ÖNÜLLERİN SULTANI: YUSUF A.S 'IN DUASI: Cebrail (a.s.), Hz. Yusuf (a.s.)'a hapiste bulunduğu sırada gelmiş ve şu duayı okumasını tavsiye etmiştir:

"Allahümmec'alnî min külli mâ ehemmenî ve karribnî min emri dünyaye ve emri ahiretî ferahan ve mahrecen verzuknî min haysü lâ yahtesibu veğfirlî zenbî ve sebbit recâî vaktehû ammen sivâke hatta lâ ercû ehaden ğayrake."

"Allah'ım beni bütün üzüntülerimden kurtar dünya ve ahiretle ilgli işlerimde bana rahatlık ver ve çıkış yolu göster bana sayısız rızıklar ihsan eyle günahlarımı affet senden başka kimseye muhtaç olmayacak şekilde bana ihsan ve ikramlarda bulun."


14 Şubat 2012 Salı

AŞK



Bana SEVGİLİMin hediyeleri... Binlerce ŞÜKÜR... 
Nasip edene, 
sevdirene,
yolları kesiştirene,
pişman etmeyene, 
emaneti verene,
sevgiyle ve
4 gözle büyütmeyi alnımıza yazana,

şükürlerimden acizim...
Ahir ömrümüzde O'ndan geleceğe boynumuz kıldan ince... 
Allah zamansız ayırmasın...

Tüm kalbimle...

10 Şubat 2012 Cuma

Bir hadis ve düşündürdükleri...

Ya Ayşe,

Dünyanın acısını, ahiretin zevki için iç! (Hadis)

---
Dünyada çekilen, bizim adına ACI dediğimiz, dertler aslında oyunun bir parçası...Bu oyunda ilerleme ve level atlama imkanları... bu basamaklara ayağımızın değdiğimiz ve  diğer basamak için sıkı sağlam bir adım atmanın yolu... bunu böyle algılamak, bunları yaşamanın bir amacı olduğunu bilmek gerekli mutlaka... elbette hepimizin hassasiyetleri, aciziyetleri ve perdeleri var... kısıtlı bir algı ile bu gelen ACIların bize ileri yaşamda değer katacağını; ahiret yaşamın da ise Allah'tan gelenleri içine sindirmiş olarak devam edebileceğini bilmek, idrak edebilmek... HAZMETMEK, YAŞAMINA geçirmek açısından öğretmesi gereken dersler... bunları aşabilmek için, perdenin arkasındaki gerçeklerle yüzleşmek asıl olan...  kana kana içmek Allah'tan gelenleri... sanki şarkıda dediği gibi "ağzını musluğa dayamış su içer gibi"... biliyorum ki bunlar benim tekamülüm için, bunlar benim kişisel gelişimim ve İNSAN olabilme çalışmalarım... bana niyaz edilen, bu sıkıntıları başımın üstünde karşılayabilme gücü...  ve benim doğru yolda ilerleme mücadelem... herkese taşıyacağı kadar verilen, Allah'a sığınmak ve sadece O'ndan yardım dilemek için pişme, OL'durma çalışmaları... 

Bir yer de okumuştum, Firavun'un başı bile ağrımamış ömrü hayatında... Allah demesin diye... yardım dilemesi nasip olmamış... onun için acıların ve dertlerin bize nasip oluşuna da sevinelim... bilelim ki Yaradan'ın kanatları altındayız... çok şükür...

Allah idrakini kolaylaştırsın hepimize inşallah...

Tüm kalbimle...


Cuma duası üzerine...

Yâ eyyuhellezîne âmenû izâ nûdiye lis salâti min yevmil cumuati fes’av ilâ zikrillâhi ve zerûl bey’a, zâlikum hayrun lekum in kuntum ta’lemûn (ta’lemûne).
(62.Cuma/9.ayet)

Anlamı:

 Ey iman edenler!. . Cuma'nın günü'ndeki o salât için çağrıldığınızda, Allâh zikrine (Hakikatinizi HATIRLATMA çağrısına) koşun ve alışverişi bırakın! İşte bu sizin için daha hayırlıdır; eğer (işin gerçeğini) kavrayabilirseniz.

------- 0 ------


Dikkat edilesi en büyük konu, "iman edenler" diye hitap edilmesidir. Yaradan'ın kadın- erkek ayrımı yapmadığına şahit oluyoruz... 

Her an senle olan, daha doğrusu SEN olanın idrak edilmesi ile HAKİKATİN olanın mübarek günde daha çok anılması ve hatırlanmasıdır. Bizim için hayırlı olan; bugünün enerjisi ve ışın bedene yapacağı pozitif yüklemelerden haberdar olmamız ve bundan fayda görmemiz içindir... dünyevi işleri bırak ve özünü hisset... en azından bu gün hisset... geçici, bugün olan ve yarın belkide  seninle olmayan için, bunu hissetmekten kaçma! KAÇIRMA bu AN'ı... yaşa, yaşat ve paylaş... dağıt, sana lüftedileni... bir gülümseme ile gözlerdeki enerjiyi çek içine...

nasip olsun inşallah hepimize... 

 Cuma'nın hayrı üzerinize olsun...
tüm kalbimle...






3 Şubat 2012 Cuma

LİMONLU CHEESECAKE




LİMONLU CHEESECAKE

Büyük Borcam için;

Taban:
-      2 paket etiburçak bisk. (elinizde kalmış kurabiyeleri de kullanabilirsiniz)
-      ½ su bardağı kırılmış fındık/badem
-      1 çorba kaşığı şeker
-      2 yemek kaşığı tereyağ

Bisküviler kırılacak (bir poşetin içine koyup bastırarak ya da robotla, ancak çok kum gibi çekmeyelim, dikkat!)

Borcama bisküvileri dök, üzerine eritilmiş tereyağ ve şekeri koyup iyice karıştırın; bastırarak iyice tabana yerleştirin. Buz dolabında 10-15 dk. bekletin.


Bu arada üstü için;

-      500 gr labne (1 paket 200gr)
-      1 paket krema
-      ½ su bardağı şeker
-      3 yemek kaşığı pudra şekeri
-      2 yumurta
-      1 paket vanilya
-      2 adet limon kabuğu ince rendelenmiş.
-      2 çorba kaşığı limon suyu


Hepsini bir kapta karıştır. Dolapta soğuyan bisküvi tabanının üstüne dök. 160 derecede önceden ısıtılmış fırında 25-30 dk. pişir J (Bıçakla kontrol edelim, yapışmıyorsa çıkarabiliriz.) 2 saat soğutarak servis yapalım.

Afiyet bal, şeker olsun.

Öne Çıkan Yayın

Penye ip sepetlerim vol.2

Çeşitlerden çeşit... başladınız mı dursuramıyorsunuz kendinizi... çook sevdim ben bu işi ;)