21 Şubat 2012 Salı

Yalan Dünya ve İNSAN üzerine...


"İNSAN" olmak öyle bizim ve herkesin ağzından bir çırpıda çıktığı kadar "basit" birşey değil, onu öğrendim... "İnsansı" olarak tabir edilen (yani sadece yeme-içme, çiftleşme ve dünyevi zevkler için yaşayan; hep bana hep bana diyen) bu gruptan, FARKLI birşeyleri algılayarak, kimsenin 4/4'lük olmadığını bilerek, ama "yapılacak başka bişeyler olmalı" diye kendisine sorabilen; "niye geldim bu YALAN Dünya'ya?" diyerek sorunun cevabını bulma yoluna çıkanların ulaşabileceği bir kazanım İNSAN olmak...

İnsan olmak için çaba sarfedenlerin, sadece Yaradan'ın bize lütfettiği kadarının mümkün olacağını anlayabilmesi gerekli... yani "İNSAN" olmamız da nasibimiz kadar... bunu hepimiz biliyoruz... Her insan kendi fıtratı ile anne karnında 120. günde üflenen ruhu ve kaderi ile yolculuğuna başlıyor... nasibinde ne olduğu, said ya da şâki olacağı o gün belli oluyor... Allah güzel isimleri ile yaradılışına yön veriyor, her bir İnsanoğlu'nun... BEYİN adını alan o muhteşem özelliklerin açığa çıktığı ve bizim kumanda panelimiz olan alanda, çıkardığı bilgi kadar geçiriyorsun ömrünü... Yasin suresinde, Hz. Muhammed'e (s.a.v.) sesleniyor "EY YASİN (İNSAN)!" diye... sözüm sana diyor... sana, kitabına inananlara söyle "İNSAN" olsunlar mesajını veriyor... her AN ayrı bir yaradılışda olan TEK' in fark edilmesini istiyor...

VİCDANımız içimizde olan, hissettiğimiz Allah'ın, biz de açığa çıkışıdır... yine nasip ettiği kadar... şunu demek istemiyorum yanlış anlaşılmasın, bırakalım o zaman her ne ise o olsun, değil... sen azimle çalışacaksın... en büyük ibadet çalışmak... emek vereceksin... ama ondan sonrasına tevekkül edeceksin... yapan yaptıran TEK olduğunu idrak ederek... tedbirin de takdir kadar olduğunu bilerek... bilmem anlatabiliyor muyum? Yani insanların yaşamları, yapıp ettikleri ve yaşadıklarının sonucudur... Üstadımın şu  sözünü de çok seviyorum:"Bugününüz, dününüzün sonucudur."  ve kendime yol rehberi ediyorum... bildiğimiz tek şey öleceğimiz... ölüm sonuç, bundan kaçış yok! ama ne zaman olacağını hiç kimse bilmiyor... o zaman bu YALAN DÜNYA'ya geliş amacımızı idrak etmemiz gerekiyor... ve yavrularımızı da bu yol da yürütmeliyiz diye düşünüyorum...
Bu düşüncelerimizin bulaşıcı olması için sürekli aktif halde tutmalı ve paylaşım içinde olmalıyız... şöyle ki;  hep diyorum bunun en güzel örneği, "körle yatan şaşı kalkar" atasözümüzdür... bilmiyorum niye böyle demişler diye hiç düşündünüz mü? Beynimizin yüz milyara yakın NÖRON adı verilen hücrelerden oluştuğunu biliyorsunuzdur... işte bu nöronlar kişilerin birbiriyle etkileşimde bulunmalarını ve aynı frekansta hareket etmelerini sağlıyor... bunlara AYNA NÖRONLAR deniliyor... birbirine ayna olan insanlar...Bu da yüce Yaradan'ın muazzam, muhteşem özelliklerinden biri...  gülmek, esnemek, neşe, çoşku, hüzün gibi pek çok şey insanlar arasında yayılabilen bişey... bunun diğer adına da, SÜRÜ PSİKOLOJİSİ demekteler... elbette bunun hem iyi hem de kötü yanları var... lisede sigara içen arkadaşlarımın yanında nasıl bir direnç gösterdiğimi şimdi daha iyi anlıyorum... 

Yani insanlar ( ya da insan olma adayları) karşısındakini düşünmeden, onun yerine kendini koymadan (Beyin denilen nöronlar yumağının arasında elektrik akımları ile EMPATİ oluşturmadan), güzelliklere ulaşamıyorlar...  işin özü bu!!! Nasip olur inşallah...

Doğrusunu ehli bilir... yanlışlar benim kısıtlı görüşümdendir...

Tüm kalbimle...

Hiç yorum yok:

Öne Çıkan Yayın

Penye ip sepetlerim vol.2

Çeşitlerden çeşit... başladınız mı dursuramıyorsunuz kendinizi... çook sevdim ben bu işi ;)