8 Temmuz 2015 Çarşamba

Umut in Beklenti out

"...Almayana verilen şifa, görmeyenin gözüne sokulan parmak, olmayacak işe denilen amin, kaybetmek korkusuyla koyamadığımız sınır, reddedilme korkusu ile verilen aşırı çaba, ya olmazsa diye aldığımız aşırı önlem, ya beceremezsem diye kabullendiğimiz sıkıntılı bir sınır, ya yanılırsam diye koyduğumuz aşırı bir mesafe, ama ”benim işime en bi gelen budur” diye saplandığımız bir şekil…

Yani bir şeyi tam istediğimiz noktaya getirmek için kullandığımız her türlü ”extravaganza” kontrol aracı, bize istediğimizi sağlamadığında, şunu anlarız;
UMUT ile elinden geleni yapmak ama ille istediğim sonuç gelsin diye sınırları aşmamaktır insanın sınırı… Hayat bize hayrlı olanı umduğumuz yerden, işimize gelen formatta, bizim planlarımıza uygun vermeyebilir.

Ama görmeye, değişmeye, akıştaki mesajı duyup uyum sağlamaya açık olan, Yaratan eliyle hep korunacak, hep bir çıkışa doğru yöneltilecek, daha da önemlisi hep HUZURDA OLACAKTIR…"
 Juno'mun zamansız yazılarından


6 Temmuz 2015 Pazartesi

40 yaş hoş geldin... ;)

Ya işte rüya gibi geçti yıllar... yaş aldık biz de herkes gibi... büyüdük demiyorum çünkü hayatım boyunca olgun bir çocuk ve insan oldum... hep yaşımdam büyük bir çocuktum... Yaradılış mı dersini, öğreti mi bilmiyorum ama hep böyleydim işte...

Ama yıllar sonra anladım ki; yaşanmışlıklar, acılar, hasretler, aşk, çocuk bütün bunların hepsi insana ayrı ayrı olgunluk kazandırıyor, yaşladırıyormuş...

Evet artık çok daha hızla geçiyor yıllar... yaşlar birbiri üstüne yuvarlanıyor...  haa bu kötü birşey mi? hayır kesinlikle... öyle çok şey biriktirdim, öyle çok besledi ki bu 40 yıl beni, 18-20'li ya da 30'lu yaşlardan çok daha iyi hissediyorum kendimi... ayakları üstünde duran, kendisine ve çevresine duyarlı, sevgisini de acısını dolu dolu yaşayan bir kadınım artık :) vicdanımın sesinin bana yol gösterici olduğunu düşünüyorum... Hayat yolunda yapabildiklerim ve yamadıklarımla birlikte yürüyorum... yani bana nasip olan ve olmayanlarla...  

Allahıma şükrediyorum ki, bunları yaşamayı ya da yaşamamayı da nasip etti bana... Ne yazıldıysa o, ötesi yok... kendimizi yırtsakta, parçalasakta hiç bir şey değişmiyor... bir de "ben yaptım" diyoruz ya ne komik birşeymiş onu da anladım... "biz" de birşey olmadığını cüz-i irademizin, külli irade karşısındaki aczini de çok iyi algılıyorum artık... Allah ne yazdıysa onun olacağını öğrendim, kocaman kocaman olaylarla... Oyun perde alıyor doğumla birlikte ve sen her saniyesi nakış gibi işlenmiş "kendi dünyanda" gösterine çıkıyorsuuuuunnn... (uzun  bir konu bu kadar da kalsın... :)
 
Çalışma hayatımın 18. senesine 4 ay kaldı... Sebep olanlardan Allah bin kere RAZI olsun...    
Bu iş sayesinde, Aşkımla tanıştım... yuvamı kurdum ve Ekinim doğdu... şükürler olsun Rabbime...   Allah beni pişman etmedi... bu çok önemliydi...



Anneannemin-dedemin ve babamın-annemin üstümde çok emeği var... onların hakkını ödeyemem...  ama elimden geldiği kadar iyi bir evlat ve iyi bir torun olmaya çalıştım... anneannem hakkını helal edip göçtü bu dünyadan... pamuğum, pamuklar içinde büyüttü beni... Çok kayıplar verdik... en acısı da Süha abimdi... 27 yaşında uğurladık onu... oysa bizim düğün yemeğimizde ne çok eğlenmişti... evimize geldiğinde,"Tamer abi, ne güzel olmuş yaaa... benim de böyle evim olacak mı?" diye sormuştu... OLamadı... :(  nasip OLmayınca OLmuyor işte... Allah, hepsini nurlar içinde yatırsın inşallah...  O yattıkça Canan ablama ve Handan ablama uzun ömürler versin Rabbim... çocuklarının güzel günlerini göstersin inşallah...

Babişkomun hastalığı hepimizi çok yaraladı bu dönemde... ama anladım ki, acılar insanı başka bir yola da sokuyormuş... Acımla kavurulurken başladığım kendime olan yolculuğum, 35 yaşında  buldu beni... öyle çok şey öğrendim ki bu 5 yılda... geçen 35 seneyi kaça katlar bilemem... :) Senoşumla birlikte büyükdük biz... biricik kardeşimle... acıları da birlikte yaşadık, sevinçleri de...  Büyüdükçe birbirimizin değerini daha iyi anladık... kardeş canmış, canınmış...  iyi ki varsın kardeşim... seni çoook seviyorum...
Teyze oldum ben... Cemişkom doğdu... öyle büyük mutluluk ki sormayın...  "teyje" diye sarılması var ya, dünyalara bedel...  Allah acılarını göstermesin bana... ömrü uzun bahtı açık olsun inşallah... (Amin) 

Kocaman bir ailem vardı, kocaman bir aileye de gelin gittim... Çerkez gelini oldum ben, bu 40 yılın içinde... Rabbim beni öyle çok seviyormuş ki, herkes sorun yaşarken, (maşallah) beni kendi kızları gibi seven bir ailem daha oldu...  bir ablam ve 1abim, 3 kardeşim daha... 

Kardeşlerimizi evlendirdik, yanlarında olduk gücümüz yettiğince Tamerimle... Eltilerim de oldu benim :) kuzucukları oldu... hepsi birbirinden yakışıklı prensler ve bir tane de prensesimiz var... hepinizi çok seviyorum... Allah uzun, sağlıklı ömürler nasip etsin inşallah... (Amin)

40 yaşıma geldiğimde anladım ki, hiç kimseye  kendimi zorla sevdiremem... beni bilen biliyor, bilmeyen de kendi gibi biliyor, deyip geçiyorum... insanlar tamamen önyargılarıyla bir yaşam sürüyor... o yargılar, bu hayatta ki cehennemimiz bilmiyorlar... cehennem ateşini sırtlarında taşıyarak karar veriyorlar... Doğrular kime göre? Yanlışlar kime göre? Herkesi olduğu gibi, oldukları kadar kabul etmeyi öğrendim bu yıllarda... 

Ve anladım ki, elimizden ne geliyorsa o kadarını yapıyoruz... ama OLması gereken OLması gerektiği gibi oluyor... yanlış anlaşılmalar ve hatalar hep insanlar için... Allah ne derse o... OL der OLur... 

Aydınlıklara çıkış gücüm bu ayettir yazmadan geçmeyim:
"...Seyec’ alullâhu ba’de ‘usrin yüsrâ” (65.Talâk: 7) “Allâh her zorluktan sonra bir kolaylık oluşturur!..” 




Bu hayatta yollarımın kesiştiği ve bana değer katan bir sürü insan var... hepsinin adını saymam imkansız... iyi ki varsınız hepiniz...  sizleri çok seviyorum... 

Oğlumun arkadaşları bana da yeni arkadaşlar, dostlar kazandırdı... Okul arkadaşlarının anneleri ve onların sayesinde tanıştığım, Ankaralı Anneler de bunlardan... hepinizi seviyorum... iyi ki varsınız kızlar...

Ahiretliğim Başak'ımı, üniversite yıllarında çıkardı Allah karşıma... 20 yıldır can yoldaşım... yıllardır aynı şehirde cancanayken artık İzmit'te yeni bir hayat kuruyor ailesiyle... çok sevinsem de buna, aynı şehirde olmamak üzüyor beni... iyi ki varsın hayatımda, her AN'ımda... Aynı şekilde Gülümserim de öyle, onunla geç kavuştuk ama uzun yılları birlikte geçirmiş gibiyiz... iyi ki varsın dostum, canım arkadaşım... 

Artık daha olgun, öğrendikleriyle daha donanımlı, eksiklerini farkında bir anneyim... ilk isteğim, oğlumuzun sağlıklı bir şekilde büyümesi... başarılı ve huzurlu bir hayatı olması... bunun için elimizden geleni yapmayı Rabbim bize nasip etsin... Tamerimle ellerimizi ayırmasın; Aşkımızı daim kılsın... Sevdiklerimizin acısıyla terbiye etmesin inşallah... Bugün elimde olanları yarın kaybettiğimde de şükretmeyi, Rabbim bana nasip etsin...(Amin)

tamam çok uzattım biliyorum...  :)

Son olarak, 40 yaş mumumu üflerken dileğim de şu, Umre'ye gitmeyi çok istiyorum... keşke nasip olsa Hac öncelikle ama imkanlar elvermiyor... Allahım bana da nasip etsin inşallah... bununla birlikte dünyayı gezmeyi çok istiyorum... bol seyahatli 40'lı yaşlar diliyorum kendime, sağlıkla...

Rabbim beni böyle yaratmış yapacak birşey yok... çevreye verdiğim güzellikler için de, rahatsızlıklar için de  ben şükrediyorum... siz ne dersiniz bilemem... :)

40'lı yaşlarım ben hazırım buyrun gelin bekliyorum...  :)

Tüm kalbimle... 










3 Temmuz 2015 Cuma

Beyinsel faaliyetler...

"Kafamın içinde biri var, ama o ben değilim..." (Pink Floyd)

  

BEYİN

  • "İNSAN"

  • MİCRO EVREN

  • "YERYÜZÜNDE HALİFE"

  • İsmi “ALLAH” olarak tanıtılanın, algıladığımız boyuttaki en büyük mucizesi...

  • Yeryüzündeki en mükemmel ve en muhteşem yapı ...

  • Allah’ın mahlûkatı (mikro evreni) oluşturduğu Arz’da (Bedende) var olan meyvedeki(İnsandaki) tomurcuklu (açılıma hazır) hurma ağacı…(55/10-11)

  • “Rasûl’ün Hakikati”ne(Kuantum potansiyele("Esmâ Mertebesi"ne) ayna olan yapı

  • Esmâ mertebesinin, yaşamakta olduğumuz boyuttaki aynası

     

    devamı için 

2 Temmuz 2015 Perşembe

"Çocuklarınız sizden gelmiştir, ama sizlerin malı değildir!”



"...Anne-baba, çocuğunun iyi not almasını istiyor. Neden? Kendi hırsından dolayı. Etrafta “Benim çocuğum birinci oldu… Derece aldı!” diyebilmek için. Çocuğu hep başarı odaklı yetiştiriyor. Neden? Çünkü kendi başarısını devam ettirmek istiyor. Çocuğunu kullanıyor aslında. Aslında olay, annenin babanın kendisiyle ilgili. Oysa tüm bunlar yanlış!

Halil Cibran’ın unutmamamız gereken çok güzel bir lafı var, “Çocuklarınız sizden gelmiştir ama sizlerin malı değildir!” ..."

 devamı için tıklayın :)

 Federer (Dünya 1. sırası)

 hayranı olduğum bu adamın resmini niye koyduğumu yazıyı okuyunca anlayacaksınız... :)

1 Temmuz 2015 Çarşamba

KUZUMUN YIL SONU GÖSTERİSİ...

 Bir minik kuzucuk benim minnoş Cem kuzum... bal yanaklım... güzel güzel çalışmışlar gösteri hazırlamışlar. Büyük emek gerçekten, öğretmenlerin üstün çabası... minnoşlara birşeyler öğretmek olukça zor...
Ramazan nedeniyle biraz sallansamda kuzumun yanında olmayı çok istedim... onun teyje diye boynuma sarılması dünyalara bedel benim için...

Allahım sağlıkla nice güzel günlerini göstersin bütün yavrularımızın inşallah... Cemişkomun sağlıkla büyüdüğünü görmek nasip olsun bizlere...
Minnak kuzum benim bal yanaklım, teyzen seni hep çok sevdi hep de sevecek... bundan hiç şüphen olmasın birtanem... elimden geldiğince, gücüm yettiğince hep yaynında olacağım bebeğim... seni çok ama çok seviyorum Cemişkom... senin sevgin herşeye değer birtanem... 

Aşkımın dünyalara bedel süprizi...

Şimdi öyle bir süpriz ki tamamen organize işler :) ben de gayet sakin yorgun eve gelme modundayım... bir yemek organizasyonu olduğunu  elbet tahmin ediyorum da, böylesini hiç düşünmemiştim :) Ekin'in son dersi vardı o gün... Kübra'da biz de bu güzel hazırlıkları Tamer'in talimatlarıyla hazırlıklar, heyecanlı koşturmaca... apartman görevlimiz fatih de olayın içinde... 20 tane gül alıp eve getirmek gibi en önemli görevlerden biri onun bu organizasyonda... bahçeden toplanan güller Ekin ve Kübra sayesinde apartman girişine ve eve yaprak yaprak serpelenmiş... tea lightlar dizi dizi koridorda evmize doğru sırlanmış...
Kendi şaşkınlığımı anlatamam ağzım bir karış açık "Tamer sen ne yaptın" demekten başka birşey diyemedim... Hayatımdaki çok özel AN'lardan biriydi gerçekten... Bütün komşularımız şaşkın, ben şaşkın...
iyi ki varsınız hayatımda... canım Ekinim canım Tamerim sizi çok ama çok seviyorum... (03.06.2015)



pencereden ben

Öne Çıkan Yayın

Penye ip sepetlerim vol.2

Çeşitlerden çeşit... başladınız mı dursuramıyorsunuz kendinizi... çook sevdim ben bu işi ;)