30 Ocak 2011 Pazar

teyze tweetlerim :)

6. seçim bizim değil; iyi misin, yoksa kötü mü? sana yazılan ne ise O'sun aslında...


5. kimden, neden öğreniyoruz ki, bunca kötü şeyi... saflığımızı kaybedip, sınavlara tabiyiz hepimiz...
4. aslında nasıl önyargısız ve tertemiz; negatif hiçbir şey yüklenmeden geliyoruz bu dünyaya...

3. mucizeye tanık olmak... Yaradan'ın gücüne, aciz kalsa bile şükretmek için..

2. bebekler, hayatta neden varolduğumuzu bize hatırlatıyor sanki...

1. çok şükür ki, artık yeni bir görevim daha var.... teyzeyim ben :)

29 Ocak 2011 Cumartesi

ben bugün...

şu fani dünyada "tesadüf" diye bir şeyin olmadığını, var olan ve  yaşanılan her ne varsa hepsinin birer mucize olduğunu biliyorum... herşeyin bir anlamı olduğunu, özümsüyorum...
bu mucize ve olağanüstü sistemin bir parçası olduğum için şükrediyorum...
bu şükrümün  de ne kadar aciz kaldığını çok iyi biliyorum...

özümüzdeki Esma'ların herbirinin açığa çıkabilmesi için dualar ediyorum... perdelerimin kalkmasını, farkındalığımın özümdeki okyanusa akmasını diliyorum...
hergünün sonunda tekamülümde payı olan tüm kederli ve huzurlu olayları tüm kalbimle kucaklıyorum... ve bana düşen her türlü sorumluluğu severek üstleniyorum...


CEM Hoşgeldin teyzem...

bir can daha geldi...
hayatımıza, evimize, yurdumuza...
canımın canı...
birtanecik kızkardeşim anne oldu...
teyzeyim ben, anne yarısı olan...
iki oğlum var artık canımdan öte...
Allah analı babalı büyütsün inşallah...
biz hep yanındayız CEM kuzum...
iyiki doğdun iyiki geldin...
hoşgeldin teyzem...

seni yaradana şükürlerimiz aciz kalır...

18 Ocak 2011 Salı

Bunun adı olsa olsa,"kendini aramaktır."

"Ey Gönül! Senden ayrı olan belki aranır ama, şah damarından daha yakın olan peki nasıl aranır? Bunun adı olsa olsa,"kendini aramaktır."(A. K.)" demiş arkadaşımız... ne güzel söylemiş... 
Çevrendeki güzellikleri farkında olman 5 duyunla çok kolay... aynı zamanda herkes içinde farklı... senin güzelin sana benim güzelim bana!!! ya elinle tutamadığın gözünle göremediğin... sana çok uzakmış gibi gelen ve sürekli aradığın... Yaradan... o dalga boyutlar üstü yaşamlar arasında, insanların yaratıldığı ve boyutu icabı  5 duyuya hapsedilen düşünceler içinde, ulaşılması çok zor olduğu düşünülen... oysa o kadar yakın ki sana... "şah damarından daha yakın" olan, senden ne kadar uzak olabilir ki...???? 
özünde Esmâ'larıyla açığa çıkan ve insan indinde bulunan, sana en yakın olan ki, gönülden bağlandığımız... ey esirgeyen... ey bağışlayan... ey sıkan, daraltan... ey lütfu bol olan... ey yücelerin yücesi... ey herşeyi gören, bilen işiten... ey affeden... ey şefkatli... ey sabrı sınırsız olan... daha nice güzel Esmâ'ları bulunan... 
bunları algılatana, bunları yazdırana, içindeki Hakk’ın sesi olan vicdanının sesini açana, binlerce şükürler olsun... 
sevgiyle...
----------------------
 KÂF SURESİ :
(http://www.ahmedhulusi.org/kuran/ )
"16-) Ve lekad halaknel İnsane ve na’lemu ma tuvesvisu Bihi nefsuh* ve nahnu akrebu ileyhi min
hablil veriyd;
 
Andolsun ki insanı biz yarattık... Ona (bilincinin oluşturduğu) nefsinin vesvese verdiği şeyi
(kendini beden kabullenme fikrini) biliriz... Biz ona, şah damarından daha yakınız! "


13 Ocak 2011 Perşembe

El Basid Esmâsı...

Kur’an’da söylendiği gibi insanların kalpleri mühürlü. Yani kalp şakraları kapalı. Bu nedenle 40 gün El Basid esması zikredilebilir. Bu zikir kalbi açar, rahatlatır, genişletir.
(Ender Saraç)



Allâh’ın yüzden bir eksik, 99 ismi vardır. Her kim
bunları ihsâ (bu isimlerin işaret ettiği anlamlarını
bilir bu anlamların kendinde ve tüm birimlerde
açığa çıkışını müşahede) ederse Cennet’e
girer...
Hz. Muhammed (s.a.v.)


VARIM...

Benliğimin çekmecelerinde tozlu ve arkalarda kalmış, beni içten içe eritip, enerjimi tüketen şeyleri temizliyorum şu aralar... sanki bir bilgisayarın hard diskini temizlemek gibi... daha zor ve acılı bişey olsa da benim böyle bir penceremin olmasını seviyorum... burda kendimi arındırıyorum, kimselere beğendirmek zorunda olmadığım "ben" i, burada istediğim gibi ifade ediyorum... ruhsal boyutlarımı farkındayım ve algıladıklarımın seviyesinin benim veri tabanıma göre belirlendiğini biliyorum... sınırlarımı genişletmek, çok okumak, çok öğrenmek, bilgilerimi paylaşmak konumundayım... bu amaç ile önüme ne gelirse her şeyi okumak ve alabileceklerimi kendime yüklemek istiyorum... insanları bilgileri, veri tabanları hakkında yargılamak haddime düşmez... sonuçta herkes kendi yaradılışını yaşamakta ! 

Acılar da seviçler de bizi besleyip hayata dair alınacak mesajları veren olaylar... herşeyin bir sebebi varsa, buna gönülden inanıyorum, kendimizi güçlü kılmamız gerekiyor... herşeye hazırlıklıyım... egomun beni yönetmesine izin vermiyorum (yenildiğim olmuyor değil ama terbiye olmaya çalışıyorum:) Esmâ'ların hepsinin ben de, özümüzde  olduğunu idrak ederek, bu idrak yollarının açılmasını sağlayarak ömrünü tüketmek ve nefsine yenilmemek içi çaba göstermek... perdelerin kalkmasını sağlamak... iyiliği güzelliği aramak; ama kusur aramamak...  insanların sevgisizliği ve beğenmezliğini onlara bırakarak kendini "iyi etme " yollarını bulmak... çabalarımı bu yönde ilerletiyorum... sonu nereye varır ne olur bilmiyorum... ama bildiğim şey "iyi insan" olduğum... çocuğumu da bu şekilde yetiştirdiğim... çok şükür... çok şükür...


Ayete’l-Kürsî’nin koruyucu etkisi bilimsel olarak ispatlanacak

Ayete’l-Kürsî’nin koruyucu etkisi bilimsel olarak ispatlanacak

Sağlıklı yaşam, doğal tıp, doğru beslenme, obezite, stres gibi konularda gelir seviyesi yüksek kesime danışmanlık yapan Dr. Ender Saraç, Allah’ın 99 ismini yani Esmaü’l-Hüsna’yı zikretmenin insana huzur verdiğini söylüyor.

Ender Saraç, artık dünyada her şeyin bilimsel ve teknik şeylerle açıklandığını ve bunun aslında en ileri teknolojinin kaynağı olan El Alîm esmasının tecellisi olduğunu belirtiyor. Saraç, “Ayete’l-Kürsî, Felak ve Nas sûreleri okunduğunda insanın aurasının kalınlaştığı yani insanın korunduğu, çok kısa süre içinde birtakım ince aletlerle tespit edilecek. Nazar diye bir enerji olduğu ve nazara karşı bazı sûrelerle korunmanın insanın aurasını genişlettiği bilimsel olarak açıklanacak.” diyor.

12 Ocak 2011 Çarşamba

ZÂHIR VE BÂTIN DIYE IKI AYRI BOYUT YOKTUR!

ZÂHİR VE BÂTIN DİYE İKİ AYRI BOYUT YOKTUR!
İki ayrı dünya/boyut var sanıyoruz, Zâhir ve Bâtın!
Oysa iki ayrı dünya değil, yalnızca ALGILAYABİLDİKLERİMİZ ve ALGILAYAMADIKLARIMIZ var..
Ve bu da herkese G Ö R E değişiyor!
Zâhir, bâtındır; bâtın, zâhir! İkisi arasında fark var sanış, gözün kapasitesinden oluşur!
Aynı tek şeyin, gözün görebildiği kısmına "zâhir" derler, göremediğine ise "bâtın"!
Oysa ikisi, aynı "Tek"tir! 
---------------- 
A.H.

8 Ocak 2011 Cumartesi

Tetikleme Sistemi

Bakara Sûresi sonundaki (2.Bakara: 284) “...Bilinçlerinizde

(düşündüğünüz) ne varsa, açıklasanız da

gizleseniz de, Allâh varlığınızdaki Hasiyb ismi

özelliğiyle size onun sonuçlarını yaşatır...” uyarısı;

99.Zilzâl Sûresi’nin 7.âyeti “Kim bir zerre

ağırlığınca bir hayır yaparsa, onu görür.” ve de

“Hasiyb” isminin işaret ettiği özellik, hep bu “tetikleme”

mekanizmasını bize anlatmak içindir ki,

açığa çıkan bir fiil veya düşüncenin sonucunun yaşanmaması

mümkün değildir. İşte bu yüzdendir ki,

geçmişimizde düşündüğümüz ya da ortaya koyduğumuz

şükür ya da nankörlük bâbında her fiil mutlaka

sonucunu yaşatmıştır veya yaşatacaktır! Bu konu

üzerinde derin düşünülürse çok kapı açar ve çok

sırlar fark edilir. “Kader sırrı” olarak bahsedilen

konu dahi bu mekanizma ile ilgilidir!
 
-Alıntı-
 
Ahmed Hulusi /Esmâ Ül Hüsnâ

7 Ocak 2011 Cuma

BEYNİNDEKİ HOLOGRAM DÜNYAN

İster inan ister inanma... İster kavra ister kavrama!
İşte mutlak bilimsel gerçek!
Hayal dünyanda yaşıyorsun!
Görüyorum dediğin; algıladığın her şey, beyninin içinde oluşan bir (3D değil) çoklu D hologramik dünyan!
Beyne gelen beş duyuya dayalı veya beş duyu ötesi tüm elektromanyetik dalgalar, bu organ tarafından veritabanına göre değerlendirilerek, beyninin içindeki hologramik çok boyutlu görüntü halinde dünyanı (kozanı-cocoon) oluşturuyor! Yani dış dünyada değil, beyninin içinde oluşan hayal dünyanda yaşıyorsun kim olursan ol!
Algıladığın ve hüküm verdiğin her şey, algıladığının sûreti kadarının yani bir enstantanesinin, dünyanda oluşan simgesi!
Herkes kendi dünyasında yaşamakta ve yaşayacak sonsuza dek! Dünyan ne kadar gerçek geliyorsa sana, cennetin veya cehennemin de o kadar gerçek olarak sonsuza dek yaşanacaktır!
Herkesin, dünyasındaki her şeyi, veri tabanını oluşturan değerlerine göre yerleştirdiği şeyler... Sevindiren, mutluluk veren ya da üzen yakan her şey, veritabanını oluşturan değerlerin yüzünden meydana gelmekte!
Şimdi yenilenme zamanı işte!.

....

Ahmed Hulusi

3 Ocak 2011 Pazartesi

2010 acı, mutlu bir yıl... tıpkı hayat gibi...

Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım.... demek lazım mı?  hızına yetişmek gerçekten mümkün olmuyor... hele de belli bir yaştan sonra... hele de çocuğunuz olduktan sonra... günler günlerin, haftalar haftaların, yıllar yılların peşi sıra koşuyor sanki... öyle çok şey oldu ki bu sene de... 
Gezmelerle başladı yeniyıl... güzel değişik yerleri görerek... Gölköy'e ilk kez gittik... arkadaş gurubumuzla çok eğlenceli bir kaçamak oldu... Sonra da komşu kapı yaptığımız Akçakoca seyahatleri... 
Ardından Tanerlerin yanına Bartın-Kurucaşile'ye gittik...  Amasra'nın yeri bir başka olmasına rağmen burası da Karadeniz'in  yeşilin ve denizin doyulmaz görüntüleriyle küçücük bir kasaba... öyle huzurlu öyle güzeldi ki... Bu yıl da bol bol balık yedik...:) hakkını verdik doğrusu... :)
Ama bir kaç aya kalmadı, beni en çok üzen babacığımın hastalığının tekrarlaması ve o büyük ameliyatı geçirmesi oldu... artık konuşamasa da başımızıda dağ gibi ve sağlığına kavuşmuş olması bizim için büyük mutluluk... son çekilen pet ct de kanserli hücre görünmüyor, dediler... kontrollerini de 3 ay da bire çıkardılar çok şükür...

Bir tanecik kuzumuz sünnet oldu... nice güzel günlerini görelim inşallah.... yaptıralım mı yaptırmayalım mı derken, babamın da isteğiyle, yaptırdık... olduda bitti maşallah... :))) arkadaşlarının da sünnetlerini yaptık, güzel günlerinde yanlarında olduk... tabiii onlar da bizim yanımızdalardı...



Kısa bir aradan sonra kızkardeşimin, Senoşumun hamilelik haberini aldık... nasıl bir mutluluk... teyze oluyoruuuummm... ailemize minik bir kuzu geliyor... bu ay sonunda Allah'ın izniyle kucağımıza alacağız minnoşumuzu... geri sayım başladı...


Temmuz ayında kardeşimiz Erhan'ın Antakya'daki düğününe doğru cümbür cemaat yola koyulduk... eğlenceli bol kahkahalı bir seyahatin ardından, Esra ile Erhan'da erdi muratlarına... bir yastıkta kocasınlar inşallah... 




Ardından bir haftalık Bodrum tatili oğluşumla bana çok iyi geldi... Başak ve Nehir ile birlikte hafızalarımızda yer etti... güzel hatıralarla birlikte... babalar iki gün katılabildiler ama olsun herşey çoook güzeldi...

İşler, güçler, koşturmacalar... hayat telaşı içinde insanların çekememezlikleri, hesapları kitapları ve bunların yanında gönül kırıkları da oldu tabiii... ama hep derim "iyiki unutuyorum" diye... 

Unutmak, insanoğlu için bu hayata katlanabilme gücü veriyor... yoksa nasıl dayanılır bu kadar çok yaraya... 

Kurban bayramı malum 9 gün olunca, ben de  Tamer'im için (ve kuzum için tabiiiii) Side tatili ayarladım... Başaklarla birlikte iki aile inanılmaz huzurlu ve sakin bir tatil geçirdik... çocuklar mutlu bizler mutlu... :)



Yıllar sonra birbirimizi bulduğumuz arkadaşlarım, arkadaşlarımın yeni doğan bebekleri hep yeni umutlar oldu bizim için... yeni tanışsam da, gönüldaş olduğum arkadaşlarım da oldu... ne mutlu ki bana dilimden anlayanlarla birlikteyim...

Gönülden sevmek ve sevilmek başka ne isterki insan... 
Gerisi boş gerisi hikayeeee... bir varmışız bir yokmuşuz... 
Uzun ömürler hepimize sağlıkla ve tüm sevdiklerimizle inşallah...

sevgilerimleee...

Öne Çıkan Yayın

Penye ip sepetlerim vol.2

Çeşitlerden çeşit... başladınız mı dursuramıyorsunuz kendinizi... çook sevdim ben bu işi ;)