6 Eylül 2013 Cuma

Elimi Tut JUNO... (2)

Ah Ah JUNO  ah...!!! yine nokta atışlarla dolu bir yazı daha...

"...Bu açı, bizi "derin duygusal dramalar” yaratarak, merkezimizden çıkartmaya ve kontrol etmeye çalışan insanlarla yüz yüze bırakarak, bu çatışmadan aklı selimle çıkmayı öğrenmemiz için, fırsat oluşturacaktır..."

"Kendi merkezinde OL'mak" oldukça önemli bir ayrım aslında... yaşamınızın ne kadarı kendi merkeziniz etrafında dönüyor? hiç düşündünüz mü? kendi seçimleriniz dışında, etrafında döndüğünüz mecburen dahil olduğunuz ve hatta cebren ve hile ile dahil edildiğiniz hayatlar yok mu? olmaz mı hepimizin var...

Hayatının kontrol panelini başkasının/başkalarının eline vermemek yani hayatının kontrolünü kaybetmemek en önemlisi... çünkü emin OL sen izin vermedikçe kimse bunu yapamaz...  peki "izin vermek", "hep yaparım, hallederim"  demek yaradılış mı? yoksa alkış merakı mı? ne kadar samimiyiz...? 

Samimiyetimle söylüyorum, hayatım boyunca alkış merakım olmadı... küçücükken annemin bana verdiği görevler dahil, hep benden isteneni tüm samimiyetimle, yaradılışım gereği yaptığımı düşünüyorum... sanki ilahi kudret bana, sen bu yardımseverliğinle ve güleryüzlülüğünle sınanacaksın demiş... "izin vermeye" gelince burada biraz ihmalim olduğunu, yıllar geçtikten sonra  farkediyorum... daha doğrusu bana Yaradan tarafından fark ettiriliyor... kafama bir sopa iniyor ya da bir duvar çıkıyor karşıma aniden tosluyorum... yıllardır üstünde çalıştığım kendimin, nasıl yenildiğini, nasıl öğrendiklerimin havada kaldığını bana yaşatan olaylar... bunlarla terbiye oluyorum... yıkanıyorum bu olaylarla temizlenmek, pür-ü pak olmak için... nasip olsun inşallah :)

"...Böyle insanlarla iletişimde "güç mücadelesine girmek” kadar "memnun etmeye çalışmak” da boşa sarf edilen bir gayrettir. Zira onun gücü uzlaşmamak ve kendi mevzisini terk etmemekten gelir. Daha doğrusu bu insandan kazanılacak bir şey yoktur, zira gösterdiği tepkilerde SAMİMİ değildir... Bu insanlarla baş etmenin tek yolu, oyuna girmemektir! Söylediklerini dikkate almamak, beklediği tepkiyi vermemek, kavgaya tutuşmaktan hatta gerekiyorsa iletişim kurmaktan kaçınmak, ısrarcı tahriklerine tepkisiz kalmak, akıl öğretmekten, açıklama yapmaktan, son bir laf çakmaktan filan "itinayla” uzak durmak en iyi yoldur. Zira etkileyebildiğini görerek beslenen birine ancak etkilenmeyerek, tepki almak isteyen birine ancak tepki vermeyerek, SINIR KONULUR!  O kişinin bizim duygusal alanımızı ihlal etmesine mani olmak, ancak kendimizi ona açık tutmayarak, onu muhatap kabul etmeyerek mümkün olur…"

Duygusal alanımıza yapılan her müdahale sanki kanatlarımızı bir bir kırmak gibi geliyor... yengeç burcu bir kadınsanız oldukça etki altında kalıyorsunuz... bunlardan etkilenmemek için yaptığınız bütün çalışmalar YALAN oluryor... Ay'ın yönettiği, duyguların en üst seviyede etkilediği burçlardan olduğu için... kendini korumaya almak en iyi çözüm... kapat dünyaya... iletişME belki bir süre... kırma-kırılma en azından... çünkü hatlar yanıyor; doğru düşünememe, sinir ve ağlama krizleri, "hak etmedim" naraları ile çığ gibi büyüyor etkileri... nefsimizin girdabında, Şeytanımızla verdiğimiz mücadele içinde boğuşurken, yapan ve yaptıranın TEK olduğunu unutup, kendimize verdiğimiz paye karşısında umutsuzca çırpınışlar içinde boğuşuyoruz...

"...Eğer bize değersiz hissettiren insanlardan, "değerlisin” mesajını almanın peşine düşüyorsak, bu bizim de katıldığımız bir oyuna dönüşmüştür artık…" 

2010 yılından beri bu değersiz hissettirilme psikolojisiyle mücade ederken emin olun hep "değerlisin" ifadesinden çok, ne olur benimle "uğraşma" noktasındaydım... o noktadan sonra insanlar ne yapmak istiyorlarsa onu yapsınlar diyorsun... benimle konuşmak istemeyen konuşmasın, görmek istemeyen görmesin... ama ne olur beni üzücek şeyler yapmasın insanlar... iğnelemesin, zor duruma düşürmesin ve kendimi savunmak zorunda bırakmasın... beni yormasın... 

Hayat bu işte hiçbir zaman düz bir çizgi yok karşımızda... inişler çıkışlar, hep dalgalanmalar...Takdir yüce Yaradan'ın olduğuna göre, gelen başımız üstüne diyip YOLUMUZA devam edeceğiz... taaaa ki son nefese kadar... 

Algılarımız ve farkındalığımız açık, anlayış seviyemiz yüksek OL'sun inşallah... 

Tüm kalbimle...



Hiç yorum yok:

Öne Çıkan Yayın

Penye ip sepetlerim vol.2

Çeşitlerden çeşit... başladınız mı dursuramıyorsunuz kendinizi... çook sevdim ben bu işi ;)