26 Ekim 2011 Çarşamba

Medine

622 yılındaki hicretten önceki ismi 'Yesrib' olan, aydınlanmış şehir, medeni anlamında "Medinet'ül Münevvere"... sevgili peygamberimizin Medine'ye gelişi ile ismi bu şekilde değişen şehre "medeniyet" gelmiştir.. 

Bunu insan bedenine de uygularsak eğer şöyle diye biliriz sanırım; Vücud şehri ile arz olunmuş bedenlerimize, Hz.Muhammed sevgisi ve aşkı vurunca, ortaya çıkan güzellikler ile "Medeni İnsan" olmaya başlıyoruz... Allah'ın en güzel tecellisi olan peygamberimizin, beyfendiliği, kadınlara karşı  koruyuculuğu ve saygısı hiçbir insanda tecelli etmemiştir. 

Bunun en büyük ifadesi de (Allah razı olsun), "Cennet anaların ayakları altındadır." olmuştur... ilim üstadlarının bütün kitaplarda geçen 4 nehir ile bunu bağlamaktadırlar... Analar su nehirleri gibi tevazu sahibi; süt vererek yavrularını beslemeleriyle Allah ilmini öğreten süt nehirleri gibi... şarap nehirleri gibi Allah aşkıyla sarhoş olmuş; Bal nehirleri gibi her yerde BİR'i farketmek, Tek'i yaşayabilmek ve yaşatabilmeyi ANNElerin ayakları altına sermiştir... 

Şöyle der Kur'an da;
47-(15) "Korunanlara vaat olunan CENNETİN TEMSİL (misal - benzetme) yollu anlatımı şöyledir:Orada, bayatlamayan SU’dan nehirler, tadı bozulmayan SÜT’ten nehirler, içenlere lezzet veren ŞARAP’tan nehirler, süzme-saf BAL’dan nehirler vardır! Onlar için orada her çeşit MEYVE ve Rablerinden mağfiret (örtme) vardır!" (A.H.-Kur'an Çözümü'nde)

ve işte insanları ayırt etmeden sevmenin engin gönül birliği sevgili peygamberimizde birleşmiştir. Miraç ile Hakk-el Yakin olan tek peygamber olması sebebiyle, sadece  beden olarak kendisinin göründüğünü, aslında sadece bir yansıma olduğunu ve herşey de olduğu gibi varolanın TEK olduğunun bize en güzel ispatıdır. 

Güzellikleri algılamayı nasip etsin yaradan...

tüm kalbimle...


Hiç yorum yok:

Öne Çıkan Yayın

Penye ip sepetlerim vol.2

Çeşitlerden çeşit... başladınız mı dursuramıyorsunuz kendinizi... çook sevdim ben bu işi ;)